Mert Polat: "Örgütün tamamının başkanı olacağım"

CHP Kartal İlçe Başkan Adayı Mert Polat, Vural Dağtekin'in sorularını yanıtladı.Üniversite eğitimi dışında Kartal'dan ayrılmadığını belirten Mert Polat aslen Amasyalı. 1989 doğumlu olan genç siyasetçi; edebiyattan, spora, doğadan kente birçok konuyu değerlendirdi. Deprem gerçeğini, Kartal'ın mahallelerini, doğup büyüdüğü semt Soğanlık'ı anlattı. Siyaset yolculuğundaki planlarını ve hedeflerini paylaştı.

Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olduğunu belirten Mert Polat; 1989 yılında Kartal’da doğup, büyümüş. Eğitim hayatının üniversite kısmı hariç (Kocaeli Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı) haricinde de Kartal’dan hiç ayrılmamış. 

Kendisi ile Soğanlık'taki ofisinde konuştuk. Süreci değerlendirdik.

***

VD: İlk sorumuz şu olsun. Neden Edebiyat okudunuz? Bu eğitimin siyaset yolculuğunuzda faydası nedir?

Mert Polat; “İsteyerek ve severek okuduğum bir bölümdür Türk Dili ve Edebiyatı. Kişisel gelişimime de faydası olduğunu düşünüyorum.  Hayatta en çok öğrenmeyi severim. Bilgi açıyımdır.  Yüksek lisans için de işletme yönetimi okudum. Henüz tez aşamasındayım. Seçim süreci tez yazmama ara vermemi gerektirdi. Onu da tamamlayınca yüksek lisansımı da tamamlamış olacağım.  Okuduğum bölüme göre yüksek lisansımı da farklı bir alanda seçtim. Bunların beni geliştirdiğine, bilgi dağarcığımı arttırdığına inanıyorum. Eğitim kariyerim ile sosyal hayatım aynı yönde ilerlemedi. Ancak, kişisel olarak eğitim hayatımın beni çok geliştirdiğine inanıyorum”

Siyasetçi kimliği ile tanıdığımız Mert Polat; spora olan ilgisini de paylaştı. Polat; “Spora inanılmaz bir ilgim vardır. Hobilerimi sordunuz. Okumayı sevdiğimi söylememe gerek yok herhalde. Kitaplarla aram gayet iyidir. Yanı sıra pek bilinmez spora meraklıyımdır. Kick boks, juitsu, boks gibi bireysel sporlara ilgim vardır. Babamdan kalma bir miras gibidir benim için. Babam eski tayboxcuymuş (Thai boks). Fotoğraflarını gördükçe hep özenirdim. Ben de yetenekliydim bu konularda.  Uluslararası hakemlik sertifikası da aldım. Türkiye’de bir iki organizasyonda da hakem olarak görev yaptım. 

Sporda da siyasette de centilmenlik esastır. Spor daha çok duygularla yapılır. Kurallar oyun sırasında sizin sınırlarınızı belirlese de duygusallık daha ön plandadır. Fakat siyasetin her anı duygularla yapılıyor. Duygularınızdan ayrılıp, stabil olarak siyaset yaptığımız hiçbir an yok. Siyaset insanın her anını her alanını kapsıyor. Bir insanın her an disiplinde kalabilmesi, her anında mükemmeli yapabilmesi bazen mümkün olmuyor.

Örneğin bir okçuysanız; antrenmanlarda dışarı atabilirsiniz, sağa sola atabilirsiniz ama müsabakada hedefe atmak zorundasınız. O da zaten sadece müsabaka anını bağlar. Ama siyaset böyle değil. Her anda doğruyu yapmanız gerekir. Çünkü topluma örnek olmanız gerekiyor.  İş, aile ve sosyal hayatınızı düzene koyabildiğiniz sürece siyasette de pek bir zorluk olmuyor açıkçası. Hayatımın her alanında düzeni çok severim. Belki karakterimin bu yönüyle de siyaset benim için pek zor olmuyor. Severek yapıyorum. 

“Gençlerin enerjisini, siyasetin sinerjisine dönüştürüyorum”
Gençlerle iletişime çok önem veririm. Yalnızca partide değil, toplumun her kesiminde gençlerin bakış açısına değer veririm. Onlarla oturup konuşmayı, tartışmayı, bakış açılarını önemsiyorum. Bu yalnızca onlara getiri sağlamıyor. Benim de gelişimime katkı sağlıyor. Siyasette empati yeteneğini geliştirmek çok önemli.  Yalnızca dinlemek ile yetinmiyorsunuz. Dinlerken onun diyemediklerini duymak yalnızca iletişimde değil siyasette de çok büyük bir başarıdır bence. Bunu yapabiliyorum.  

“Dürüst olmak her aşamada mihenk taşımdır”
Siyasette her zaman doğru iletişim kurmadığımız zamanlarda olmuştur. Yaşımız genç. Zaman zaman kırdığımız, beklentileri karşılayamadığımız anlarda olmuştur. Bu ya gerçekten yapamamaktan ya da hayal koşuşturması içerisinde yaşamış olduğumuz bir olumsuzluğun yansıması da olabilir. Genel itibari ile baktığım karşımdaki her insana değer veririm. Her fikri önemserim.  Siyasette her beklentiye olumlu cevap vermek gibi bir lüksünüz olmuyor. Dolayısı ile karşınızdaki insanı dinleyeceksiniz; yapabiliyorsanız da yapamıyorsanız da gerçekçi davranıp doğruyu söyleyeceksiniz. Kırmadan dökmeden yalnızca dürüst olarak. Oturduğumuz yerin toplumun olduğunu bilerek hareket ediyoruz. Bu şiarla kalınca ve hayatınızı da bir düzende ilerletince siyaset kurumu size bir sosyal alan yaratıyor. 

Soğanlık’ın benim için yeri tabii ki ayrı
Doğup büyüdüğüm mahalle Soğanlık. Ulaşımda ana arterlere yakın olması nedeni ile hızla gelişti burası.  Bizim çocukluğumuzda daha içine kapanık olan Soğanlık ulaşım kolaylığı sağlanması ile toplumsal bir gelişim de gösterdi.  Soğanlık’ta dönüşüm çok önemli bir konu.  Yeni Mahalle’de çok kalmadı ama hala dönüşmesi gereken yerler var. Gümüşpınar Mahallesi’nin bir bölümü hala dönüşüm bekliyor.  

Özetle, siyaset tek bir noktada kalmamalıdır. İlçemizin her mahallesinde her alanına yayılmalıdır. Üst bölgelerin gelişimi de göz ardı edilmemelidir. 

VD: Yalı, Yunus Topselvi Mahalleleri dönüşüm mağdurları. Yıllarca imarı beklediler. Şimdi imar geldi.  Bu kez de ülke ekonomisi dönüşümün önünde. Bu konularda da farkındalık yaratmayı düşünüyor musunuz? Özellikle Kartal dönüşümde fena bir yerde olmasa da D-100 altı hala çok büyük risk altında. İlçe başkanı olarak İstanbul’un bu ciddi sorunlarını da dile getirmeyi düşünüyor musunuz? Bunlarla ilgili yerel yönetime nasıl bir katkıda bulunmayı düşünüyorsunuz? 

Mert Polat: Hem deprem gerçeğini hem doğal hayatı hem de doğadaki tahribatı çok önemsiyorum. Kendimde özel hayatımda doğaya çok saygılıyımdır.  Göreve geldikten sonra da gerek yapacağımız sosyal projeler ile gerek sosyal medya paylaşımlarımız ile farkındalık oluşturacağımızı düşünüyorum.  

Deprem ve dönüşüm gerçeğinin farkındayız. Önceki dönem belediye başkanımı Sayın Altınok Öz bu konuda önemli çalışmalara imza attı. Gökhan başkan da bu konuyu aldı devam ettirdi. Biz Kartal olarak bu konuda aslında öndeyiz. Sürecin ilerlemesinde belediyemizin çalışmasının yanı sıra ekonomik koşullar ve şartlar da çok önemli.  Firma ve taşeron firmalar ekonomik olarak büyük sıkıntı içerisindeler.  Bugün anlaştıkları demir fiyatı yarın değişiyor. Üretime geçmek firmaları bu anlamda korkutuyor. Böyle olunca da herkes evlerinde “aman deprem olmasın” diyerek korku içinde yaşıyor. Bilim insanlarının beklediği büyük İstanbul depreminden sonra bu kentte hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Biz bu acı tablonun farkındayız. Bir an önce bu dönüşümün gerçekleşmesi şart.  Biz bu konuda da elimizden geldiğince farkındalık yaratmaya çalışacağız, belediyemize de gerekli telkinlerde bulunacağız. Zaten belediyemiz de bu konuda üzerine düşeni harfiyen yerine getiriyor.  Çevre konusundaki hassasiyetimizi de sürekli dile getirerek insanlarımızın sürece dahil olmasını, duyarlılığı arttırmayı özellikle hedefliyoruz.  Biz bu konularda çoban ateşini yakmayı düşünüyoruz. 

VD: Siyasi yaşamınıza nasıl başladınız? 

Mert Polat: 2009 yılında seçimde bir görev almam ile siyasi hayatım başladı.  Üniversite bittikten sonra gençlik kollarında siyaset yapmaya başladım. Parti çalışmalarına başladığımda henüz partimin üyesi bile değildim. Aileden partili olunca üye olmayı pek gerekli görmüyor insanlar. Aslında üyelik çok gerekli ve kıymetli.  36. Kongrede mahallemde delege oldum.  Bir dönem gençlik kollarında, iki dönemde yöneticilik görevlerinde bulundum.  Muammer Çelebi zamanı yoğun seçim dönemiydi.  Sonra Efendi Argunşah dönemi de seçimlere ve pandemi dönemine denk geldi. Andemide insanları mağdur etmemek için sürekli ulaşılabilir oldum. Bu sadece parti çalışması değil vicdani bir olaydı. İnsanlık adına yaptığım bir çalışmaydı.  Pandemi sürecinde riski de göze alarak çalıştım. Ben hasta oldum, benim yüzümden eşim de hasta oldu.  Evde yatsaydım da kimse bir şey demezdi. Ama yatamadım. Çalıştım. Şimdi olsa yine çalışırım. Aynı riski yine göze alırım. Duygusal bir insanım.  Duygularımı çok önemserim. Vicdanım rahat etmez. Öylece oturup, seyirci kalamazdım. 

VD; yine soracağım. Siyasete sizi Gökhan Yüksel mi soktu? 

Mert Polat: Buna kesin olarak hayır diyebilirim. Ancak aynı dönemlerde tabii ki siyaset yaptık. Fakat bu beni siyasetin içine dahil ettiği anlamına gelmez. Bunlar maksatlı olarak dillendirilen konular.

V.D: Gökhan Yüksel de sizin olduğunuz siyasi sürecin içerisindeydi.

Mert Polat: O da farklı bir kulvarda sürecin içindeydi. Belediye meclis üyesi, sonra başkan yardımcısı, sonra başkan. Bu süreçte ilişkimiz bugün olduğu gibi iyiydi. Ancak, bu süreci başkan inşa etti demek en başta benim emeğime haksızlık olur. Sonra da Sayın Yüksel'e haksızlık olur. Siyaset yolunda insanlar zaman zaman birlikte yürür. hatta ekip olur. Ama bunlar kısa vadeli olur. Şimdi karşımdaki adayın birlikte yürüdüğü isimler mi onu siyasette var ediyor. Bana ya da ona bunu söylemek haksızlıktır. Benim uzun vadeli siyasetim sadece ve sadece partimin başarısında alacağım roldür. En kıymetli husus da budur.

V.D: Kısa bir yorum yapayım. Onun gençlik kollarında olduğu dönem, sizin de yeni siyasete başladığınız dönem.  Aynı kurullarda olmadınız ama Gökhan Yüksel’in aday olduğu süreçte siyasette daha etkin bir isim oldunuz. Sizi siyasete sokan Gökhan Yüksel olmadığı halde bugün sokakta öyle bir algı oluştu. Aslında bu soruları da net olarak yöneltmemin sebebi buydu.

Soruma gelirsek; Delege seçimleri sonrasında Süleyman Uzunok ile bir araya gelip; birlikte bir liste yapalım dediniz mi? Gel benim listeme gir beraber siyaset yapalım, dediniz mi?

Mert Polat: “Kongre takvimi açıklandıktan hemen sonra Süleyman Başkan mahallelerde “ben adayım”, dedi.  Ben onun niyetini öğrenmiş oldum. Siyaseti arkadaşlarımla yapıyorum.  Bu noktada da birliği ve beraberliği önemsiyorum. Ben de kendi arkadaşlarımla bu yola girdim. Tabii ki Süleyman başkanla görüşüyoruz. Kendisine de “buyur gel, listemde ol” teklifini de yaptım. O da bana aynı teklifi yaptı.  Aramızdaki tatlı bir rekabet olacak. Bunu rakiplik olarak görmüyoruz. Daha iyi yaparım yarışı olarak görüyoruz. Bu bir süreç. Kendi alanımızda aldığımız karar. 

VD; delege seçimlerinden önce niyetin vardı. Ancak delege seçimlerinden sonra kararını netleştirdin. Önce kendi mahallene baktın, aldın. Sonra Kartal’ın geneline baktın. Açıkçası delege seçimlerinin ertesi günü adaylığını açıklamanı bekledi herkes. Gerçekten belediyenin adayı olsa hemen açıklaması lazımdı. Ama benim anladığım kadarıyla öyle bir konum yoktu. Burada belediye başkanının desteği çok önemli bu bir gerçek.  Aday olma kararını nasıl verdin? Kendin mi? Ekip arkadaşlarınla mı, belediye başkanıyla mı? İlk kararı verdiğin anı soruyorum. Artı olarak Efendi Argunşah'ın istifasını çok önceden biliyor muydun?

Mert Polat: Delege seçimleri sonrasında, arkadaşlarımla beraber iyi bir sonuç alınabileceğini gördüm. Siyaseten bunu görmemek elde değildi. Ben bunu tekrar ekip arkadaşlarımla beraber değerlendirdim. Siyasi teamülleri bekledim. Karar alındıktan sonra; yönetim kurulunda seçimimiz şu tarihte denildiği günün akşamımda “ben adayım” dedim.  Ben ilçe yönetiminin kararı alıp, deftere işlemesini bekledim. 

Bu süreç benim kendi arkadaşlarımla yürüttüğüm bir süreç. Belediye başkanı ile bu süreci yürütmedim. Zaten 3 yıldır beraber görev yaptığımız, öncesinde de beraber siyaset yaptığımız arkadaşlarımızla çıkan sonuç belliydi. Bu karar siyasi bir karardır. Siyaseti hedefleyen herkes; ilçe başkanı da il başkanı da olmayı ister.  Ben siyasi hayatımın her zaman silsile ile yürümesini istiyorum. Partimin her kadrolarında görev almayı, katkı sunmayı çok önemsiyorum.  Bu konuda da belediye başkanı ile özel bir görüşmem olmadı. Ancak; o da mutlaka bir noktaya destek verecektir. Nihayetinde kendisi de bir delege.  

Efendi Argunşah’ın istifasını önceden bilmiyordum. Ben o dönemde yaklaşan seçimlerin hazırlığı içerisindeydim. Şahsi bir hazırlık içinde değildim. Yönetim kurulu olarak arkadaşlarımızla bir karar alındı. Ve süreç öyle devam etti. 

VD: Yeni dönem için ilçe başkanlığınızdaki hedefleriniz neler?  Gökhan Yüksel’in yanı sıra birçok aday adayı da çıkacak. Bunların hepsi de partinin adayları. Geçmişte belediye başkanları ile hareket eden ilçe başkanlarının sıkça eleştirildiği bir süreç yaşandı. Taraflı durdukları, ayrımcılık yaptıkları iddia edildi.  Aslında Muammer Çelebi döneminde çok temiz bir süreç de geçirdik.  Sizin öncelikleriniz neler olacak? İlçe sekreterliğinden gelmiş olanın avantajları da var tabii ki…

Mert Polat: “Göreve gelir gelmez ilk işimiz mahalle yönetimlerinde, seçime katkı sağlayacak olan kişilerle direk görüşülerek hemen sandık görevlilerimizi belirleyip başlayacağız. Sandık kurullarımızı oluşturacağız. Gerekli yeterlilik eğitimlerini verdirip, sahaya sürerek onlarında kendini geliştirmelerini sağlayacak olan yürüyen bir sistemi kuracağız. Ayrıca seçmenimizin duygusunu onaracak bir politika izleyeceğiz. Kimsenin dışarıda kalmayacağı, hiçbir partilimizin kendini uzak hissettiği bir yönetim istemiyorum.

Çok güçlü bir yönetim ile sahaya ineceğiz. Belediye Başkanımız ve aday adaylarımız ile sahaya ineceğiz. Tabii ki partimizin üst kurullarının belirleyeceği adayımız ile de seçim atmosferine güçlü gireceğiz.

Ben birleşme konusunu asla masaya yatırmam. Çünkü yöneticilik yarışması için taraflar oluşur ama finalde örgüt birdir. Birlikte karar verir. Asla ayrım ya da ayrımcılık yoktur. Seçilen kişi de CHP Kartal İlçe Başkanı olacak. Tüm örgüte liderlik edecek. Herkesi kucaklayacak. Kendisi çok çalışacak, herkesi çok çalıştıracak. Bu sayede de yarışmalar sırasında oluşan ekipleri, aynı potada birlik ve beraberlik hedefinde buluşturacağız. Bundan hiç şüphem yok.

Diğer taraftan geçmişten bu yana hep istediğim bir şey var. Kimseyi kaybetmemek. Herkesi sürece katmak ve birikte yürümek. Bunu başarmak için ne gerekirse yapacağım. 

VD: Partinin ilçe başkanlığı maaş alınarak yapılan bir görev değil. Ailenin ve belki de doğacak çocuğunun rızkını bu yolda harcayacaksın. Gelir durumun nasıl? Ailen bu sürece hazır mı?

Mert Polat: Ben ekonomik hayatımı bu sürece göre düzenledim. Geçmişte bir dönem belediyede görev yaptım. Fakat sonrasında ayrıldım. Kendi işimi kurdum. Şu an turizm ve taşımacılık alanında çalışmalar yaptığım bir şirketim var. Bu alanda ciddi atılımlar yaptım. Sektörde önemli noktalarda iş yapan tanıdıklarım var. Bu sebeple biraz da o bilgilerden faydalanarak kendi işim ile hayatımı rahatlıkla idame ettiriyorum.

Eşim bu konuda en büyük destekçim. Bu yola çıkarken önce onun oyunu aldım. Onun desteği ile ciddi yol alacağımı düşünüyorum.

VD: Son olarak örgütüne mesajın nedir?

Mert Polat: Partinin tabanında geliyorum. Tüm süreçleri yaşadım. Asla kızan, küsen,bölen olmadım. Yani bir gönül bağı kurdum.

Örgütüme ait ve içinde hissediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurucu değerlerini, Atatürk'ün ruhunu gerçekten içimde hissediyorum. Bu değer ve düşünceler beni geri adım atmadan yürümeme sebep oluyor. Bugün ilçe başkan adayıyım. yarın ilçe başkanı olacağım. Ama daha ilerisinde siyaset ilerledikçe topluma hizmeti arttırmayı hedefliyorum. Bu noktada örgütümüzle birlikte hedeflerimize bir bir ulaşacağımız bir bağ kuracağımı düşünüyorum. Bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bir zafer röportajını da Nisan ayında yapacağımıza inanıyorum. O güne kadar görüşmek dileğiyle...